Öyle ki kedilerin, insanın birçok hastalığına ve de rahatsızlığına iyi geldiği bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçektir.

Öyle ki kedilerin, insanın birçok hastalığına ve de rahatsızlığına iyi geldiği bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçektir. Auralarıyla bitmek bilmeyen enerjileri ile insana şifa oldukları da dünyanın dönmesi kadar gerçektir. Özelikle Beyazıt'ta sahahçıların kitapları üzerinde uyuyanlarıyla. Bazen içinde sürpriz notlar, eski tarihli takvim yaprakları, kurumuş çiçekler, altı fosforlu kalemle çizilmiş paragraflar olduğu için özelikle ikinci el kitap almaya gittiğimde sahaf dükkanında eski kitapların üzerinde kıvrılarak huzurla uyurken mutlu olduklarını görmek kadar güzel bir duygu yok şu dünyada. Bazen yanlarına yanaşıp; Antik Mısır'ın eski krallık dönemine olan özlemlerinizi kitaplarla mı gideriyorsunuz diye fısıldadığım da çok olmuştur.

Tabi tarihsel süreçte her uygarlıkta aynı değeri görmemişlerdir. Bunu Tarih mezunu olarak anlatayım. Bugün bize hak ve özgürlükler konusunda ahkâm kesen Avrupalıların tarihi bu konuda oldukça karanlıktır. Ki özelikle karanlık Çağ olarak bilinen Orta Çağ Avrupa’sın da her şeyi eline alan Kilise, gücüne güç katmak için farklı oyunlar denemiştir. Toplum, erkek egemenliğinin elinde olunca, bu oyunu da en çok onlar sevmiştir. O günlerde yaşlanan erkekler sözde bilge olurken, yaşlanan kadınlar ise çocuk doğuramayacakları, iş yapamayıp kuvvetten düştükleri dahası onların duygu ve arzularını doyuramayacakları için. Hele bir de o kadınlar yanlarında can yoldaşı kedileri bulunduruyorlarsa, ''kedilerin doğurganlıkları şehvetleri” bahane edilerek, kadınlar cadı ilan edildiler.

O günlerde Avrupa'nın her yerinde ateşler yakılıp kazığa bağlanan kadınlar, kedileri ile canice diri diri yakıldılar. Kilise, cahil yobaz ve bağnaz halkı, kedilerin şeytan tarafından cadılara yardımcı verildiğini ve büyü işlerinde onlara yardım ettiğine inandırdı. Cadıların, kedileri kendi kanlarıyla emzirdiklerine inandırdı. Kedili bir kadın yaklaştığında da kadında 3. bir meme aranırdı. Çoğunlukla bir et beni kadınları cadı yapmaya yetiyordu. Birçok masum kadın ve kedi bu kıyımdan kendisini kurtaramadı!

Ne acı değil mi? Ama durun sonra ne oldu...

Bir zaman sonra Haçlı seferlerinden sağ dönen barbar şövalyeler yanlarında Jerusalem ve Kudüs gibi yerlerden Avrupa'ya kara fareleri getirdiler. Cadı kıyımında kedilerin nüfusunun fazlaca azalması, farelerin çoğalmasına neden oldu ve İlahi adaletle farelerde Veba mikrobunun yayılmasını sağladı. Özelikle Paris'te Veba, insanları kitleler halinde öldürmeye başlayınca otoriteler bu durum karşısında çaresiz kaldı. Sonra hastalık bulaştıran ambarlardaki yiyecekleri bitirip tüketen kara fareler, kediler tarafından tek tek avlanıp yok edilince,. İnsanlar kedileri öldürmekten o vakit vazgeçtiler.

Avrupa'da, özelikle Rönesans ve Viktorya döneminde Kediler güzelliğin ve zarafetin sembolü oldular gerçek değerlerine kavuştular. Kiliselerin ve yobazların etkili olmadığı bölgelerde kediler, mistik ve iyileştirici özelliklerini hiç kaybetmediler ve sevilmeye devam ettiler.

Ne vakit bir sokak kedisine, korkma kaçma bende bir sokak kedisiyim diye selam verip; patilerini avuçlarıma aldığımda, artık hırslanmıyorum hayata diye sesleniyorum onlara..

Anlattıklarımla, bu itibarla; "Kadın ve Kedi" tarihin tüm dönemlerinde birbirleriyle iç içe geçmiş iki varlık oldu. Belki güzelliği, zarafeti ve kıvraklığı ile gıpta edildiği için Kedi, Kadın güzelliği ile iç içe geçti. Ne olursa olsun KEDİ; KADININ hep kadim dostu oldu. İşin özü ne vakit: Adı MİU, Kedi, Pisi, Miço, Tekir nasıl hitap edilirse edilsin. bir Kadının hayatına Kedi girdiğinde, kadın o gün bugündür onunla beraber iyileşmeye ve arınmaya çalıştı kendi Ay'ının ışığında.

Hep derim de bir gün içimdeki tüm insanı hırslardan, öfkeler ve kinlerimden arınır da; bir kedinin dinginliğin de, ebedi istirahatime dalarım bende. Bağımsızlığını seven, birkaç kuralın dışında canları ne isterse onları yapan, Leonardo da Vinci deyimiyle doğanın başyapıtı olan bu canların; biz İnsanları, sahiplendikleri güne şükürler olsun. Tüyleri kadar ömürleri, sevenleri su ve yemek verenleri olsun!